Oturmuş burada bu sakinliğin tadını çıkartıyorum.Denizi görmüyorum ama denizin kokusu bir kadının üstüne sinmiş.Ne zaman görsem bir coşkuya dönüşüyor aklımın içinde ve kalbimde dönüp dolaşıp beni yitiren her şey. Yitiren diyorum çünkü bir kayba benziyor hallerim.Anlamını kaybediyor birer birer sahip olduğum ,etrafında dört döndüğüm herşey..işim,ailem arkadaşlarım aşkım..Ne kadar yalnızlaştırıyor beni insanlarım.Oysa ne kadarda kalabalıklar.Yoruluyorum ,bu hazırlık evresinden bıktım düşlediğim hayatın.Bir çeşit erteleme oyala taktiği gibi..İşte hayat orada öylece duruyor iken kendime koyduğum engeller sadece ben olduğum için varlar.Aklımda dilimde kalbimde.Oysa bu kadar zor olmasa gerek. İnsan giderken ne bırakır ki bu kadar zordur gidişler.Bizi bağlayan onca duygu ,üzeremizde yük olmuş onca şey de ne. Bu soruları cevaplamak gerçekten zor mu yoksa biraz daha ileri yürümeye korktuğumuz, ayak bileğimize kadar girebildiğimiz bir deniz kenarında mı yaşamayı seçiyoruz. Fırtınalar,büyük dalgalar mı boğar açılırsak,yoksa hala yeteri kadar yüzme bilmiyor olduğumuzu düşünüyor olmamız mı. Kaygılar mı ? Ne tür bir hastalıktır yaşam ? Bizim hep o uzaktan bakıp hayal ettiğimiz ve her adımda kendisine gittiğimizi sandığımız.Nasıl kandııyor kendini insan oysa bir adım ilerlememiş iken yüzlerce yalana boğabiliyor kendini.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İstanbul