Kayıtlar

artık söylemekten bıktığım bir kelime ,yine dilimin ucunda,yine sarmış her bir yanımı."sıkıldım" anlatmaya çalıştığım her şeyi anlamayan insanlardan,anlamaya çalışıp her şeyini anladığımı sandığım insanlardan,huzursuz bir yaşamı sürdürebilecek kadar güçlü olmaktan.Gülmek istiyorum sadece,gülmek istiyorum daha gerçek..
Oturmuş burada bu sakinliğin tadını çıkartıyorum.Denizi görmüyorum ama denizin kokusu bir kadının üstüne sinmiş.Ne zaman görsem bir coşkuya dönüşüyor aklımın içinde ve kalbimde dönüp dolaşıp beni yitiren her şey. Yitiren diyorum çünkü bir kayba benziyor hallerim.Anlamını kaybediyor birer birer sahip olduğum ,etrafında dört döndüğüm herşey..işim,ailem arkadaşlarım aşkım..Ne kadar yalnızlaştırıyor beni insanlarım.Oysa ne kadarda kalabalıklar.Yoruluyorum ,bu hazırlık evresinden bıktım düşlediğim hayatın.Bir çeşit erteleme oyala taktiği gibi..İşte hayat orada öylece duruyor iken kendime koyduğum engeller sadece ben olduğum için varlar.Aklımda dilimde kalbimde.Oysa bu kadar zor olmasa gerek. İnsan giderken ne bırakır ki bu kadar zordur gidişler.Bizi bağlayan onca duygu ,üzeremizde yük olmuş onca şey de ne. Bu soruları cevaplamak gerçekten zor mu yoksa biraz daha ileri yürümeye korktuğumuz, ayak bileğimize kadar girebildiğimiz bir deniz kenarında mı yaşamayı seçiyoruz. Fırtınalar,büyük dalga
                    Uzun zaman oldu bloğumu açmayalı. Her aklıma geldiğinde yazacak neyim var ki diye sordum kendime. Hiç bir şey. Garip bir kaç yıl geçirdim. Büyüdüm, büyürken yorulup durdum, sığındım, ağladım, gücendim, güçlendim, sevindim, kırıldım, paramparça oldum dağıldım, toparlandım, kayboldum başka insanların kuytularında. İki cümleyi yan yana getiremedim bazen , bazen ise ne kadar bağırırsam bağırayım yetmiyordu sesim,ruhum bedenim. Ben de sustum. Yarınlar bıraktım arkamda, ayağa kaldırdım tutup elinden , sövdüm ama vazgeçmedim.  Hayat gibi filmler gördüm,gözlerimi açtım ve koca bir yokluğun dizlerine kapandım. Şimdi tekrar çözülsün istiyorum dilim. İçimi dolduran onca şeyi anlatayım istiyorum. Hayatımda hiç o cesaretini kendimde bulamadığım kitabı yazayım istiyorum. Buradan , yazılarımı büyütüp tekrar nefes aldığım yerden paylaşıp, parça parça, sindire sindire biriktirdiğim anılardan kurtulayım istedim... İnsan susarsa ölmez mi ?
Müziği sustuyor Çığlıkları çocukların Buradasın diyor Doğduğumuz yerde.. Yedi dakikalık bir nefes Tadı,rengi başka Uyanıyorsun Karşında bembeyaz bir duvar Gök artık mavi değil Sizde uyanın çocuklar.. Usulca kendini sırt üstü bıraktığın Yerle gök arasına kaynamalarından Bir sen bırakıyorsun karın içinde Her zaman kış değil ki Çıkarabilesin günahkar adamlarını Tanrı seni böyle sevmiş Yaşayacaksın  diyor Bir çocuk gülüşüne Bir merak duygusu içinde Bir umut için  Umutlar hiç acıtmaz mı insanı? Tanrı söyledi Yorulup yorulup Arayacaksın.. Arıyorum. Siyah bir elbise var üzerimde Konuşuyor;,buraya aitsin diyor Oysa çıplak değilmiydi adem ile havva Peki sen neden sus diyorsun rüzgar.. sus! Susarsam gözyaşlarım yenik düşer soğuklarına Bu mevsimin Sus diyorsun başka çaren yok Seni kendine düğümleyen onca şeyden kurtulmadan Kalk ve yuvarlan..
Ben bir yerden çıkmadım,bu yol kesişimi benim durağım.Yorulmuşum biraz ve birazda yaralı..Çöküp kalmışım bir gölge de.İyileşeceğim elbet,iyileşip devam edeceğim yoluma.Sen geçip gidebilirsin ,lakin olsaydı bir bardak suyum ikram ederdim sana ama yok işte.Hem susuz hem solgunum.Ama merak etme açılır aramızdaki mesafe de ayrı yollara düşmeyiz biz artık.Ya sen biraz önde kalırsın ya ben biraz geride.Gerisini de dert etme yol bitmeden ömür biter nede olsa..
Resim
yıllar geçti hep gittikçe tamamlanan, gittikçe yarın güneş ile yeniden doğacağına inandığım  hayallerime doğru.  Ağrıyan omuzum da , masumiyetimi taşıdım  bir çocuk gibi sabırsız  ve umutlu.. Çünkü renkler kargaşa yaratmıyordu  ..sevmek,sevmekti çıkarsızca.. Oynadığımız oyunları bırakıp Koşuşturmaktı gökkuşağına, Belki daha da yaklaşmak ve dokunabilmek için.. Hayal ediyorum hala çoçukken kurduğum düşlerimi.. Yaşarken üzerine  koyduklarımı.. Her geçen gün biraz daha içine battığım Gündelik hayatlarımızın çamurunda Boğuşarak taşıyabiliyorum umutlarımı.. Asla kirlenmesini istemediğim Duygularım var kalbimde hala, Bir gün elele tutuşup Birimizin diğerini çekip çıkartacağını hayal ediyorum tanımadığım kadın , Koşup yarım bıraktığımız oyunlarımızı oynarken  Rüzgar yapraklarla ritim tutup,  Çığlıklarımızı şarkılara dönüştürecek  Orkestrasıyla bekliyor olacak bizi.. ve biz bir daha ölmeyeceğiz ..dönmeyeceğiz  sana bakmak zamanın sakladığı düşleri görmeye benzer  sana dokunmak o düşleri ya
hiç birşey tam yaşanmadı hayatımda..hayat dahi yarım kaldı..bütün hareketler tamamlanmak içindi bütün yorgunluğumuz bunun için harcanmış eforlardan,bütün yolculuklar sona ulaşmak için,bütün varlığımm,bütün değil ..hepsi tamamda bütün olamamamın nedenini buldum..bir yarımdan öteye gidemezmiş insan..sona gelmişim,daha fazla yorulamazmış,tamamlanmak için bir ben daha yokmuş,"diğer yarım"ı bulunca anladım bunu,yada hissettim..seninle birleşmek için çırpınıyor şimdi vucudum,ruhum,bakışlarım,heycanlı yarım yarım atıyor kalbim,ama güçlü..sonsuz bütün bir hayatla birleşmek için..diğer yarımla,hisstmediklerimi hissedince,yada daha önce ne olduğunu nasıl hissettirceğini tahmin edemeyeceğim bir hava soluyunca anladım.."senin soluduğun hava" şimdi umutlu,kaygısız,umarsız yoksul veya zengin,neyin nekadar olduğundan habersiz,fakat birleştiğinde bütün olacak iki insandan biri olmanın sabırsızlığını yaşıyorum daha önce yaşamadığım kadar coşkulu adı aşk değil daha güçlü birşey...